Para Notları

Sermayesi olmayan ama internetten para kazanmak isteyen herkesin mutlaka şansını denediği bir reklam servisidir Google Adsense. Özellikle blogger gibi ücretsiz bir blog altyapısı kullanıyorsanız, domain ve hosting için para yatırmadan hemen başlayabileceğiniz bir kazanç sistemi. Siz site içeriği oluşturuyorsunuz ve Adsense reklam kodunu  sitenize ekliyorsunuz hepsi bu kadar. Ardından kullanıcılar sitenize geldiğinde içerikle birlikte sistemin otomatik olarak getirdiği reklamları görüyorlar. Eğer sitenize gelen ziyaretçi reklamınıza tıklarsa siz de para kazanıyorsunuz. Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Bir kere içeriği hazırla ardından sadece ziyaretçi bekle. Gelenler reklamına tıklasın sen de para kazanasın. Yolda yürürken siten sana para kazandırsın. Yemek yerken, sevgilinle gezerken, okuldayken, işteyken hatta uyurken bile para kazanmaya devam et. Senin için 24 saat çalışan bir siten var. Adsense ile tıklama başına ne kadar kazanırım? Bu reklama ve sitenizin içeriği

Hiç Zahmet Çekmeden Kolay Yoldan Para Kazanmak Mümkün mü? Bedava para kazanma çok ilginç bir tabir değil mi? Evet kulağa garip geliyor. Bedava ile para kelimelerinin bir arada kullanılması. Öyle ya bir şey ya bedavadır ya da parayla. Peki paranın kendisi ne ile? Paranın bir bedeli olur mu? Her eşyanın ya da malın bir bedeli olduğu gibi paranın da bir bedeli var.  Bedel ödemeden para kazanmak; işte bu bedava para dedikleri şey. Peki tam olarak nedir para? Para dedikleri şey mal ve/veya hizmet takasında kullanılan bir metadır. Varlık amacı ticarete aracı olmaktır. Siz bir yerde çalışır iş ve hizmet üretirsiniz. Çalıştığınız yer de size çalıştığınız süreyle ve işin değeriyle orantılı bir miktar para verir. Siz bu parayla yaptığınız işi ya da verdiğiniz hizmeti belgelemiş olursunuz. Bu belgenin garantörü devlettir. Sonrasında bu kazandığınız para belgesini başka birine vererek ondan başka bir mal veya hizmet alırsınız.  Örneğin: Mağazada bir tezgahtar olarak çalıştı

Başarılı olmak için eskiden taşın altına elimizi sokuyorduk, şimdiyse timsahın ağzına :/    Yine bir Cumartesi sabahı insanlar mışıl mışıl uyurken düştünüz yollara. Serviste kader arkdaşlarınızla çalışmak üzere yolda ilerliyorsunuz. Çalıştığınız yer çoğunlukla üretimin yapıldığı sanayi sitesi yakınlarında bir yer. Yolundan kuş uçmaz kervan geçmez. Memurlara özeniyorsunuz içten içe. Bu gün yan gelip yatıyorlar. Uyuyor çoğu. Sizinle birlikte hafta içine nispeten az da olsa yola koyulmuş bir sürü insan var. Trafikte araçlar görüyorsunuz. Çeşit çeşit model model. Servisin içine bakıyorsunuz. Diğer çalışanlar aralarında konuşuyorlar. Geçim derdi nden bahsedenler, servise geç gelenlere çemkirenler. Konuşuyorlar aralarında. Neden geç kalıyorsun diyor biri. Uyanamadım diyor genç olanı. Evlen görürsün diye karşılık veriyor ekşimiş bir suratla. Geçim derdinden bahsediyorlar. Gene geldik cumartesi gene mesai var! Konu bu.    Bakışların servisin camından dışarı doğru çevrili

Ek Gelir Elde Etmek Üzerine Hayatınızı değiştirmek istiyorsunuz. Yeni şeyler yaşamak yeni yerler gezmek görmek istiyorsunuz. Ancak içinde olduğunuz durum buna izin vermiyor. Parasal açıdan hiç de iç açıcı durumda değilsiniz. Düşük bir maaşla çalışıyorsunuz ve bunu yükseltmek için herhangi bir şansınız da yok gibi görünüyor.  Neden bu durumdayım? Neden hayatımı daha da güzelleştiremiyorum? Daha iyi bir hayat kazanmak benim de hakkım değil mi? Bu soruları kendi kendinize defalarca sormuşsunuzdur. Ama her seferinde bir sıkılma ve bir vazgeçişle sonuçlanmıştır bu sorgulama. Eğer sürekli bu kısır döngü içinde hissediyorsanız kendinizi o zaman başka bir yol izlemenin zamanı da gelmiştir. Ne yapayım? Önce ne olduğunuzu, kim olduğunuzu öğrenin. Aynı soruları çevrenize sorun. İş arkadaşınıza, eşinize dostunuza tanıdığınız ve sizi iyi bildiğine inandığınız kişilere sorun. Kendi cevaplarınızla karşılaştırın. İnsanoğlu kendisine karşı tam olarak objektif olamaz. Kendiniz

   Maaşla çalışan birisin. Canın sıkılıyor. Her ay aynı maaş, aynı kazanç ; zaman geçiyor ama eline geçen para hiç değişmiyor. Maaşını arttırmak için ya terfi etmelisin ya da insanüstü bir çaba sarf etmen gerekiyor. Akşam eve yorgun argın geliyorsun. Ödenecek faturalar, borçlar, ev kirası, çocukların okul masrafları giderler listesi uzayıp gidiyor. Ama gelir hep aynı. Tüm ödemeleri yaptıktan sonra maaşından geriye kuş kadar para kalıyor. Ek gelire ihtiyacın var. Ya da yeni bir işe.     İş aramak için hiç zamanın yok. Akşam vakti memurlardan bir ya da iki saat sonra ancak bitiyor mesain. O zamandan sonra iş görüşmesi yapman imkansız. İten izin de alamıyorsun. Yeni bir iş bulmak için çalıştığın işten ayrılman gerek ama bunu yapamıyorsun. Riske giremiyorsun . Peki ne yapacaksın?    Bazı arkadaşların bu durumu kabullenmiş. Ayağını yorganına göre uzat sözünü düstur edinmiş sabit bir yaşamın içinde geçinip gidiyorlar. Peki ya sen? Sen çocukluğun ve ilk gençliğin boyunca hep ze